-
1 ilk
1. erst-, nächst-; Anfangs-; MIL vorgeschoben;ilk adım der erste Schritt;ilk ağızda zunächst; von Anfang an;ilk bakışta auf den ersten Blick;ilk defa zum ersten Mal;ilk elden von Anfang an; ÖKON aus erster Hand;ilk göz ağrısı erstgeborene(s) Kind; (die) erste Liebe;ilk hamlede vor allem; beim ersten Anlauf;ilk önce zu allererst, gleich zu Anfang;2. adv zum ersten Mal;ilk geldi sie kam als Erste; sie kam zum ersten Mal -
2 bakış
bakış Blick m (-e auf A);bakış açısı Blickwinkel m;kuş bakışı Vogelperspektive f;ilk bakışta auf den ersten Blick;bakışlarını b-nden kaçırmak jemandes Blicken ausweichen -
3 bakış
bakış s1) Blick mdelici \bakış stechender [o durchbohrender] Blick\bakış atmak einen Blick werfen\bakışlarını bir kimseye/şeye yöneltmek seinen Blick auf jdn/etw richten2) Anblick milk \bakışta beim ersten Anblick3) (kuş \bakışı) Perspektive f
См. также в других словарях:
yeknazarda — (F. A. T.) ilk bakışta, bir bakışta … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
bünye — is., Ar. bunye 1) Vücut yapısı Çok kuvvetli bir bünyeye sahipsiniz, nadir rastladığım vücutlardan. R. H. Karay 2) Yapılış, kuruluş İlk bakışta fertlerin toplum bünyesi içinde çizdiği belirli çizgiler bunlardır. Ç. Altan 3) Bir kurum, kuruluş veya … Çağatay Osmanlı Sözlük
festival — is., li, Fr. festival 1) Dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi 2) sin., tiy. Belli bir sanat dalında oyun ve filmlerin sunulması ve gösterilmesi sonunda ödül, derece… … Çağatay Osmanlı Sözlük
görünüş — is. 1) Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey 2) Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir Görünüşe aldanmamalı. 3) Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara Van gölünün görünüşü eşsizdi. N. Cumalı 4) dbl. Fiillerin … Çağatay Osmanlı Sözlük
hecelemek — i 1) Bir kelimenin hecelerini teker teker söylemek 2) nsz Bir kelimeyi ilk bakışta okuyamayıp heceleri teker teker okumak Kendisine eski bir alfabe kitabı bulmuş, ara sıra heceliyor... R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
izinli çıkmak — izin alarak belli bir süre için bir yerden ayrılmak İlk bakışta bana izinli çıkmış bir hasta bakıcı gibi göründü. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
PARAVAN(A) — İtl. Eskiden haremle selâmlığı ayıran ve şimdi de ilk bakışta görülmesi caiz olmıyan yerleri örten perdeler. * Daha ziyade kapıların dışına veya içine konan, katlanır, taşınır tenteneli perde. * Gizleme vasıtası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük